İklim krizi: ‘Türkiye’nin 2040’a kadar kömür üretimini yüzde 73 oranında azaltması gerekiyor’

İlk defa küresel fosil yakıt rezervlerini, kullanımını ve salımını takip eden bir veri tabanı kullanıma girdi.

Bu hafta başlatılan uygulama, ülkelerin fosil yakıt rezervlerini ve üretimini değerlendiriyor ve bu üretimden kaynaklanabilecek toplam sera gazı emisyonlarını paylaşıyor.

Emisyonların daha sonra kalan karbon bütçesi üzerindeki etkisi hesaplanıyor.

Karbon bütçesi, küresel sıcaklıkların 1,5 santigrat derece hedefini aşmasını engellemek için belirlenmiş bir karbondioksit emisyon sınırı.

Carbon Tracker ve Global Energy Monitor adlı kuruluşlar tarafından başlatılan uygulamaya göre küresel fosil yakıt rezervlerinin tamamının kullanılması durumunda sanayi devriminden bu yana üretilen sera gazının tümünden fazlası atmosfere verilecek.

Diğer bir deyişle hükümetlerin tespit edilmiş kömür, petrol ve doğal gaz rezervlerinin tamamının kullanılmasına izin vermesi 3,5 trilyon tonun üzerinde sera gazı salımına yol açacak.

Bu, kalan karbon bütçemizin yedi katından fazla.

Veriler, diğer tüm ülkeler üretimlerini derhal durdursa bile yalnızca ABD ve Rusya’ya ait fosil yakıt rezervlerinin küresel karbon bütçesini aşacak miktarda olduğuna işaret ediyor.

Araştırma kapsamındaki 50 bin fosil yakıt sahası arasında en güçlü emisyon kaynağı ise her yıl yaklaşık 525 milyon ton karbon emisyonu üreten Suudi Arabistan’daki Ghawar petrol sahası olarak yer alıyor.

Türkiye verileri

Bulgulara göre Türkiye, toplam karbon emisyonları sıralamasında 89 ülke arasında 35’inci sırada.

Türkiye kömür üretiminde ise 11’inci sırada.

Veriler, Türkiye’nin kömür üretiminden ortaya çıkan sera gazı emisyonlarının 2016 yılında 87 ton, 2019 yılında ise 134 ton olduğunu gösteriyor.

BBC Türkçe için bu verileri değerlendiren Ember Türkiye, Ukrayna ve Batı Balkanlar Bölge Lideri Ufuk Alparslan, Türkiye’nin küresel kömür üretiminin yüzde 1,14’ünü gerçekleştirdiğini aktarıyor.

Alparslan, “Türkiye’nin Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) iki derecenin altında sıcaklık artışı senaryosuna uyumlu olması için 2030 yılına kadar kömür üretimini yüzde 35, 1.5 derece senaryosuyla uyumlu olması için ise yüzde 46 düşürmesi gerekiyor” diyor ve sözlerine devam ediyor:

“2040 yılına kadar ise bu iki senaryoyla uyumlu düşüş oranlarının sırasıyla yüzde 60 ve yüzde 73 olması gerekiyor.”

Zonguldak'ta bir kömür madeni
Fotoğraf altı yazısı,Zonguldak’ta bir kömür madeni

100 gigaton karbondioksit emisyon potansiyeli olan yeni projeler geliştiriyor

Bilim insanları, 1,5 derece eşiğinin geçilmesinin dünyada eşi benzeri görülmemiş sıcak hava dalgaları, seller, kuraklıklar ve çeşitli aşırı hava olaylarına yol açmasını öngörüyor.

Uzmanlar, bu sıcaklık sınırının altında kalmamız için bundan sonra yalnızca 400 – 500 milyar ton sera gazının atmosfere verilebileceğini aktarıyor.

Enerji Ajansı (IEA) da 2021 yılında net sıfır senaryosu için hiçbir yeni fosil yakıt projesinin başlatılmaması gerektiğini aktarmıştı.

Ancak hükümetler bu eşiği geçmemeyi taahhüt etmiş olsa da birçoğu yeni fosil yakıt projelerini desteklemeye devam ediyor.

Küresel Fosil Yakıt Veri Tabanı ile Urgewald adlı Alman kuruluşun birlikte yaptığı bir araştırmaya göre petrol ve doğal gaz şirketleri 100 gigaton (100 milyar ton) karbondioksit emisyon potansiyeli olan yeni projeler geliştiriyor.

Yalnızca ABD’nin fosil yakıt potansiyeli 577 milyar ton seviyesinde hesaplanıyor, bunun büyük çoğunluğunun kömürden geldiği ifade ediliyor.

Rusya’nın potansiyelinin ise 490 milyar ton olduğu beliritliyor.

Bu listeye Çin, Hindistan ve Avustralya gibi çok sayıda ülke eklenebiliyor.

Kaynak:https://www.bbc.com/turkce/articles/cn0ve1veq4yo